21 Eylül 2008 Pazar

KUZENLER KURTLARINI DÖKERKEN:)




dj elif:)

O minik ellerden o ses nesıl çıkıyorsa?? Elif, Zeynep Ablasının hayranı, Zeynep de çok iyi idare ediyor çok seviyor Elif'i. Maşallah araları çok iyi. Hep böyle devam eder inş.



Karıştırmadığı yer yok ama en çok abisinin odasını kurcalamayı seviyor galiba. Dün abisinin tangramının parçaları yemek yapacağım tencerenin içinden çıktı:) Oyuncak sepetinde de sık sık alakasız nesnelere rastlamak mümkün. Vanilya paketi, süzgeç, .. gibi.

:)


Bazı akşamlar bu pufun üzerinde sallanarak uyuyor.

NİLÜFER KONSERİ

Bütün gün abisiyle ve Zeynep Ablasıyla oynamaktan bitap düşen Elif, akşam erkenden uyuyakaldı. Ben de taşınmadan Bahçeşehir'in nimetlerinden yararlanmak istedim ve Elif'i evde bırakıp-Bülent'e de "çok zor durumda kalmadığın sürece beni çağırma!" diyerek:)- ablamlarla birlikte Göletteki Nilüfer konserine gittim.



Konser öncesi hepimiz ayrı ayrı yerlere dağıldık

50 nin üzerinde olmasına rağmen Nilüferin saçı başı hali tavri genç kız gibiydi. Bodur tavuk her dem piliç sözünü doğrulayan bi hatundu!:) Çok güzel bir gece geçirdik, çok eğlendik. Teşekkürler Nilüfer Apla:P

Doğduğundan beri ilk defa 3,5 saat kesintisiz uyuyup rahat rahat konseri dinlememe izin verdiğin için sana da teşekkürler kuzucum.

17 Eylül 2008 Çarşamba

YENİ MAKİNAMIZDAN YENİ VİDEOLAR

Bu puf ile ne alıp veremediği var bilmiyorum ama çok uğraşıyor onunla. Yerden yere atıyor, tekmeliyor,..:)

Yaşına, cüssesine göre çok ağır ya da hacmi büyük eşyaları taşımaktan çok zevk alıyor. Kalın kalın kitapları, kocaman yastıkları,.. bir odadan öbürüne taşıyor banamısın demiyor:) Kendi küçük ama gücü kuvveti enerjisi yerinde maşallah.

Minik maymun:) Bu cıyaklamalar da yeni başladı. Evi süpürmek bile kabusa dönüştü. Ya süpürgenin tepesinde, ya fişiyle uğraşır vaziyette, ya kablosuna dolanmış,..bir an gözünü üzerinden ayırmaya gelmiyor:(

12 Eylül 2008 Cuma

Mayıs 2008
Ne çabuk alışmışız dişlerine, dişsiz hali pek tuhaf geldi:)


*Bugün ablamlardaydık. Zaten ya onlar bizde ya biz onlarda.. Taşınınca sık sık görüşme imkanımız olmaz diye her fırsatı değerlendirmeye çalışıyoruz. Elif, Zeynep ablasının oyuncaklarıyla özellikle de minik tabak tencere takımlarıyla oynamaya bayılıyor. Parmak kadar bebekleri var onları elinden düşürmüyor. Ablama "Acaba Elif bunların insan olduğunu bilerek mi oynuyor yoksa farkında değil midir?" diye sordum. (O kadar minikler ki yüzleri bile belli değil)Çok geçmeden Elif erkek olanı gözüme sokup "baba" dedi:)) Bizim sandığımızdan çook fazlasını biliyor bu cingözler. Maşallah!
*Geçen gün de oyuncak biberonu bebeğinin ağzına "mamma!" diye tıkarken yakalamıştım:)
*Küçük parçalı hiçbirşey bulundurmamaya çalışıyorum ortalıkta. Eğer ağzına götürürse benim panikleyeceğimi, tepki vereceğimi çok iyi bilmesine rağmen yerde birşey bulursa "anneeee" diye sesleniyor önce sonra ağzına götürüyormuş gibi yapıyor:)) Resmen dalga geçiyor benimle.
*İlacı görünce saldırıyor. Bayılıyor ilaç içmeye.
*Elif kaç aylıktı hatırlamıyorum sanırım 8-9 aylıktı. Tattırmak için ağzına minicik bir parça ceviz vermiştim. Anında diliyle dışarı itmesine rağmen çok kötü alerji yapmıştı Elifte. Yüzü kızarmış gözü sanki yumruk yemiş gibi şişmişti:( Geçenlerde Bülent taze ceviz almış. Elif'in hassasiyetini bildiğimiz için ona vermediğimiz gibi dokunmasına da izin vermedik. Hatta elimizi yıkamadan dokunmadık bile çocuğa. Ama Elif yine çok rahatsızlandı yüzü gözü şişti, başladı hatur hutur kaşınmaya:(( Aynı ortamda bulunması bile kuzumu hasta etti:((
*Güdümlü füze gibi nereye gitsem saniyesinde peşimde:)
*Daha hızlı koşmaya başladı. Nedense dışarıda yürümek istemiyordu yürütemiyorduk bir türlü. Bu akşam bol bol dışarıda da yürüdü.
* Kendi ekseninde dönmeyi çok seviyor. Hopluyor zıplıyor. İyice hareketlendi son zamanlarda. Ele avuca sığmıyor.

3 Eylül 2008 Çarşamba

İLK KELİMELER
  • ALLAH
  • alo
  • al
  • ver
  • pis (abisinin odasındaki çöp kutusuyla oynamaya yeltenince "pis o pis" dememden öğrendi bu kelimeyi de bence çöp kutusunun adının pis olduğunu sanıyor da olabilir:)
  • olduu (genelde legolarıyla oynarken!)
  • bittiii
  • abla
  • ada(abi)
  • hadi
  • anne-baba-dede-mama bunları uzun zamandır söylüyor zaten.

Şu an aklıma gelenler bunlar.


*Henüz söyleyebildiği kelimeler çok değilse de birçok şeyi anlıyor, derdini işaretlerle anlatabiliyor maşallah.

*Geçenlerde Umut'a "hadi oğlum Elif'in tokasını getir de saçını toplayayım" dedim. Umut'dan önce tokayı getirmiş bana, "al!"demez mi?:)

*Dün Umut Elif ben mutfaktayız. Elif balkona çıkıp "hadiii" diye bağırınca o sırada bahçeyle ilgilenen kapıcımız Adil "efendim" diye karşılık verdi. İkinci "hadiiii!" de tekrar... :)) hadi'yi Adil olarak anlamasına şaşmıyorum da ufak cocuk hatta bebek sesiyle yetişkin sesini nasıl ayırt edemedi onu anlayamadım. Umutla aklımıza geldikçe güldük gün içinde.

*Acıktın mı? diye sorduğumda eğer acıkmışsa "mamma, mamma" diyor heyecanla. Yemek istemiyorsa sesi çıkmıyor.

*"Çorba ister misin?- Üzüm getireyim mi sana?- Dondurma yiyelim mi?,... "diye sorduğumda da onlarında yiyecek olduğunu anlıyor ve "mama" diyor eğer yemek istiyorsa.

*Ben namaz kılarken o da karşıma geçip ağzını kıpırdatıyor:)

*Eh, bizimle oruç da tutuyor sayılır;)

*Doğru dürüst yemek yemiyor ama ekmeği çok seviyor, güzel de yiyor. Allahtan gluten alerjisi çıkmadı tahlil sonuçlarında:) Evin her tarafını kırıntı yapsa da bari midesine birşeyler gitsin diye veriyorum ben de.Büyüyünce kızımı fırıncıya mı versem napsam:P

*Çook güzel şarkı söylüyor!:)) Hep aynı makamda söylüyor ama, hiç değişmiyor tonlama. Eller kollar sanki sahnedeymişcesine sallanıyor falan.

*"Banyo yapmak ister misin?" diye sorduğumda hemen üstünü başını çekiştiriyor. Üzerindekileri çıkarmak istiyor.

*"Hadi parmağımı tut, mutfağa-yatmaya-banyoya gidelim" diyorum. Parmağımı yakalayıp söylediğim yere götürüyor beni.

*"Ayakkabılarını getir giydireyim" dediğimde ayakkabiları getirip ayağını uzatıyor.

*Şimdi aklıma Umut'un 1,5-2 yaşlarındayken ve onun ayakkabısını giydirirken söyledikleri geldi:) Umut'a önce sağ ayağının ayakkabısını giydirip sonra da öbür ayağını uzatmasını isteyip solu giydiriyormuşum ki, bir gün önce solu giydirip daha sonra "öbür ayağını uzat oğlum" dediğimde sağ ayağını göstererek "anne bu ayak!", sonra solu göstererek "bu da öbür ayak!" diye sert bi şekilde ikaz etmişti beni:)))

*Yıllardır internetten tanıdığım, hayatima dair bir çok şeyi paylaştığım ama bir türlü yüzyüze görüşme fırsatı yakalayamadığım arkadaşım Yaseminle (ve şeker mi şeker kızı ile-maşallah!)nihayet bu yaz görüşebildim. Kısa da olsa ziyaretin ve güzel hediyelerin için çook teşekkür ederim Yasemincim..


Ebru Ablasının hediyesi olan elbisesiyle.


Sepetten oyuncak almaya çalışırken dengesini kaybedince..


Fotograf makinamız olmadığı için eski fotoğraflardan birkaç tane koymak istedim bugün:) Ama yeni makinamız da haftaya elimizde olacak inş.