29 Mayıs 2010 Cumartesi


ALİ BABA'NIN BİR ÇİFTLİĞİ VAR...

DENEME 1:

Önünden sinek geçti, konsantrasyon bozuldu..


DENEME 2:

İnekleri de var bunların, kedileri de, köpekleri de,..diye açıklama yapmaya kalktı şarkının ortasında:)

DENEME 3:

"av av, av hav, hav av,..":)))

Tavuklara, atlara, eşeklere geçemeden köpekte takıldı kaldı kuzucuk:)

***Bazen bazı kelimeleri düzgün söyleyebilmek için defalarca tekrarlıyor. Tatmin olmayınca "ben güzel konuşamıyorum" diye sinirden ağladığı oluyor:(

ayakkabı-ayabaggı, yumurcak-munucak, portakal-pokolay, televizyon-kolosyon, tuvalet-koolet,..

***TRT 4 ü mü açtın anne?- TRT mi 4 ü açtın anne?,

Bu benim bardağım mı anne?-Bu benim mi bardağım anne?

şeklinde kurduğu da oluyor soru cümlelerini:)

"mi"li "mı"lı cümle kurma da Zeynep Ablasına çekmiş. Küçükken Zeynep'in "Arka mı sokakları izliyorsun teyze?" dediğini hatırlıyorum. Daha vahimi "Şemsiye mi?" diye soracağına "Şemsimiye?" demişti:)))

***15, 30, 48 parçalık deken son aldığımız 60 parçalık(+5) yapbozu da hiç sıkılmadan, kolayca yaptı Elif (maşallah!)

*** Çok fazla konuşuyor ve neredeyse her cümlesinin sonuna "de mi anne?" yi ekliyor. Birgün kendisi de farketmiş "Ben çok 'de mi' diyorum, de mi anne" demişti:)))

***Yine çok fazla konuştuğu bir gün onu uyardığımda "ben mi çok konuşuyorum, Umut çok konuşmuyor mu, başın mı şişti anne, neden konuşmıyım anne,...." biraz sessiz olmasını istediğime istemişime pişman etmişti beni:)İşin komik tarafı; aylardır, haftada bir görüştüğüm arkadaş grubundan biri geçenlerde Elif'in konuşup konuşmadığını sordu. Daha hiç konuştuğunu duymadıkları için kendi aralarında konuşup üzülmüşler. (bütün garazı bana!:))

***Bütün bir günü Elifle oynayarak geçirdiğim günün ertesi sabahında, uykudan uyanır uyanmaz "Ne oynayalım anne?" diye sorunca, önceki günden aksayan,biriken işlerin sıkıntısıyla, "ne oyunu yaaa, daha gözünü açmadan?" dediğimde "Hmmmm bilmem ki, bir düşünelim, lego olabilir, baloncuk yapma olabilir,.." demişti.

***Akşam en geç 10:00- 10:30 da yatıyor ve sabaha kadar deliksiz uyuyor (uyutuyor) çok şükür. Bir çok anneye göre bu yaş grubu için çok geç bir saat olarak düşünülse de biz yine de eski günlere bakarak halimize şükrediyoruz.

Bunlar da anneannesinden öğrendikleri. Alttaki çerkezce.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Geçen pazartesi, kızımla attım kendimi dışarıya. İstanbul kazan biz kepçe...:P

Neslihanlarla Florya'ya gittiğimiz pazar çok yorulunca, ertesi gün evde kalmaya karar vermiştik. Sonraki iki hafta da hava şartlarından dolayı evdeydik. Bu pt. Neslihan'ın misafiri olunca, bir hafta daha bekleyemedim Elifle attım kendimi dışarıya.
Uzun zamandan beri gitmek istediğim Tahtakaledeki "Şark Han"ı dolaştım. Hediyelik eşya, aksesuar vs. yi piyasadan çok çok ucuza bulabileceğim bir yer olduğu söylenmişti, gerçekten de öyleydi. Elifle gitmek çok iyi bir fikir değilmiş gerçi, onu gidince anladım. Rengarek oyuncakları, bibloları,.. görünce Elif'i yakalamak mümkün olmadı. Onun peşinde koşmaktan rahat rahat dolaşamadım. Zaten 9 katlı bir yer, gez gez bitecek gibi değil... Otobüsle de gidince taşıyamayacağım için beğendiğim şeylere sadece bakmakla yetindim. Elif'e hediye edilen birkaç şey dışında elimiz boş çıktık Şark Han'dan.
Kapalı Çarşı'yı da dolaştıktan sonra Üsküdar'a geçtik. Teyzemlerle dayımlarla uzun zamandır görüşemiyordum, onları ziyaret ettim. İş çıkışı ablam da Zeynoyla teyzemlere geldi. Güzel bir günün sonrasında akşam 21:00 gibi evde olabildim.

(Londra'dan Esra Teyzesine bu şirin mont için tekrar teşekkürler!!:))


Selam!

Sirkeci tren garının önü...

Eminönü:)



Sanırım fotoğraf çekmemden sıkılmış burada..

Beni çok çektin, biraz da Tombilibu'yu çek anne!

Yeni Cami'nin önündeki kuşları görünce epey bi burada oyalanmak zorunda kaldık.

Elif&dayım

Elif&Zeyno



Dönüşte, vapurda mayışmış Elif.

18 NİSAN 2010
(FLORYA)




Çiçeklerin arasında kaybolmuş çiçeğimi kaç sn. de bulabileceksiniz bakalım;)








-anne atlayabilir miyim?
-atla hadi bakalım.

-atlıyorum ama bak!
-tamam atla kızım.

hoooop!
güüm!!!:(

Çocuk defalarca "emin misin anne , aklın başında mı?" dercesine sordu "atlayayım mı?" diye. Sonuçta izin verdiğime pişman oldum, atlarken iki kayanın arasına sıkışıp kaldı çünkü:((
Bunlar da olay sonrası gözyaşları:((