Elif'in ikinci dişi de sallanmaya başlayınca ben yine duruma el atayım dedim ama çekme girişimim bu sefer başarısızlıkla sonuçlandı, canı yandı kuzucugun. Biraz daha sallanmasını beklemeye karar verdik. İkincide de iyi tutamadım elim kaydı.:(( Bu sefer çok ağladı ve bir daha dokundurmama kararı aldı. Arefe günüydü galiba bir baktık dis yerinde yok :)) ne olduğunu kendi de bilmiyor. Ya yuttu ya ağzını çalkalarken lavaboya düştü,.. :))
Süt dişleri zaten çok kucuk oluyor bir de dis gicirdatma sorunumuz yüzünden yarısını oguttugu için dis diye bir şey kalmadı:(( (tutamamakta hakliyim yani) Dişlerin kapanışıyla ilgili bir sorundan, geniz akıntısından ya da stresten olabiliyormuş dis gicirdatma.. Gece takılan plaklardan almamız gerekecek sanırım, yeni çıkanların basına da aynı hal gelmemesi için. Bazen Bülent'in horlanmasından (cok yorgun ve uykusuz olduğu günlerde) kaçıp Elif'in yanına gidiyorum bu sefer gicirdatma sesinden uyuyamiyorum. Öyle sıkıyor ki o basınca o dişler nasıl saglam kalıyor şaşıyor insan.
Bayramda Umut'a yeni aldığımız bilgisayar da sorunlu çıktı:(( bloga yeni fotoları yüklerim artik diyordum ama yine ileriki bir zamana kaldı.
23 Ekim 2013 Çarşamba
1 Ekim 2013 Salı
*Allah'la, ölümle, öbür dünya ile çok soru soruyor. En büyük korkusu da cennette o kalabalıkta birbirimizi nasıl bulacağımız. "Ah ah cennete kabul edilelim bulmasak da olur birbirimizi" diye gecse de aklımdan öyle demiyorum tabii.
*Kabede edilen dualar kabul oluyor diyorsun tam tersi dua eden iki kisinin duası nasıl kabul olacak? diye sordu.
*-Cennette ne istesek olacaksa ben yaz mevsimini seviyorum hava sıcak olsun isterim, Zeynep kisi karı seviyor nasıl olacak?
-Allah büyük sana yazı ona kisi yaşatır.
-Ama ben Zeyneple birlikte denize girmek istersem, o benimle kartopu oynamak isterse...
*Çok sulu gözüz maalesef. Kendisi de durumdan pek hoşnut olmasa gerek, geçenlerde ne kadar engellemeye çalışsa da gözünden yaslar dökülürken, "Of ya, burnumuz alınca çekiyoruz ne guzel geri gidiyor, gözyaşımız da keske cekilebilse":)
*Bu yaz alerji testimizi yaptırdık. Ev tozuna, mantara ve köpeğe alerjisi varmış Elif'in:((
Ceviz için teste gerek yoktu zaten çok barızdi Ama ne derecede, solunumuyla ilgili mı bilmemiz gerekiyor dedi Dr. 3 tup kan aldilar. Alirlarken tansiyonu dustu kirec gibi oldu, bayginlik gecirdi. Dr.u ve bizi korkuttu:((
Çok yüksek çıktı cevize alerjisi ama çok şükür solunumuyla ilgili bir durum yok. Yani tıkanma, nefes alamama gibi olumcul bir şey soz konusu değil, sadece(!) şişirip kızartip kasindiran cinsten.
*Umut da 9 Ağustos'ta tas düşürdü. Düşerken değil ama oncesinde bayağı bı kıvrandırdi:((
24 Eylül 2013 Salı
6 ay olmuş bloga bir seyler yazmayali. Masa üstü bilgisayarımız uzun zamandan beri bozuk. Fotografları aktaramadigim için blogu da ihmal ettim istemeyerek. Ayrıca eskisi kadar vaktim de olmuyor girmek için ama ins. yeni bilgisayar geldiginde o vakti oluşturmak için daha gayretli olacağım.. (Gecen yıl bloga eklediğim bir yıllık fotoları ve notları yanlışlıkla silmemin de büyük etkisi var sogumamda)
Bu yıl Elif ilkokula Umut da liseye başlayacağı için çok heyecanliydilar. Okulun ilk gunü Okula Elifle birlikte gittik. İki yıl anaokuluna gitmiş olmasına rağmen sanırım torendeki uzun konuşmalar, kalabalık, büyük cocuklar onu ürküttü, gözleri doldu elimi sıkı sıkı tuttu. Ama daha sonra bahçede yeni baslayan cocukları okula alıştırmak ve sevdirmek için düşünülmüş macuncu, pamuk sekerci, misirci, baloncu, palyaçolar vs. nin arasına karıştı arkadaşlarıyla. Okul açılmadan önce bir hafta oryantasyon programında kaynasmislardi zaten sınıf arkadaşlarıyla..
Yazın okulun psikologların gözetiminde TKT testi için okula cagirilmistik. Orada başarılı olduğu söylenip WISC R testi için Adem Güneş'in psikolojik danışmanlık ve egitim merkezine yönlendirdiler. Birkac hafta sonra iyi bir skorla o testi de geçtiğini öğrendik. Öğretmenler ve psikologlar gözetiminde yapılan oryantasyon programında da testlerden yeterli puanı alan 36 cocuğun yarısı eklenerek 18 i proje sınıfına girmeye hak kazandı. Elif de bu proje sınıfına dahil oldu. Umarım hayırlı olur.
Öğretmeninin erkek oluşuna üzülmüştüm basta ama tanıyinca bu düşüncem değişti çok şükür. Veliler olarak çok sevdik çok icimiz ısındı. En çok da cocuklari hic bir hususta sikmayacak rahat bir öğretmen olması, onlara olan şefkati hoşuma gitti. Ders konusunda katı ve hırslı öğretmenlere hiç tahammülüm yok. İkinci haftaya başladık güzel gidiyor çok şükür. Tek şikayeti okul ve evde ödevler yüzünden kitap okumaya zaman bulamaması. Tam bir kitap kurdu, babasının kızı! Yazın tatilde kendi kitaplarını bitirince benim kitabıma el koyup onu okumaya başlamıştı. Bayramda topladığı bütün paraları da kitaba yatırdı.
Okulunu sevmesine rağmen servis hostesi ilk haftadan Elif'i okuldan soğutmayı başardı. Ders çıkışı servise biraz geç kaldığı için azarlamış. Surat bes karis geldi. Okula sen götür diye tutturdu, ağladı... İlk isim ertesi gün şikayete gitmek oldu. Sofor ve hostes evliler. Cocuklarla iletisimi bu kadar kötü olan, bu kadar cocuk sevmeyen başka bir cift görmedim. Git baska is yap o zaman! Gecen yıl da Umut'u okula onlar götürüyordu defalarca uyarmıştım. Bu sefer cocuklari ayni servisi kullanan arkadasim Arzudan da destek alarak dogrudan şikayete gittim. Bir hafta icinde değişeceği söylendi bakalım merakla bekliyorum..
Haftasonları da Neslihan'in tavsiyesiyle Tarik ve Melihle birlikte mental aritmetiğe gonderiyorum.O kadar memnun ki. "anne daha zevkli daha eğlenceli başka bir şey olamaz" diyor. Dersler sabah olmasına rağmen yataktan fırlayacak kalkmasından da belli oluyor zaten ne kadar sevdiği. ( okulu da seviyor ama maalesef sabahları bu kadar istekli kalkmıyor)