26 Kasım 2008 Çarşamba


Bir cuma gecesinden..

Çok nadir de olsa cuma akşamları ya Ömer bizde kalıyor ya da Umut Ömerlerde. Hafta içi de mümkün olduğunca sık görüşmeye çalışıyoruz. Ama bu ne Ömer için ne de Umut için yeterli oluyor. Her gün görüşsek yine tatmin olmuyorlar. Görüştügümüzde de manzara hep aynı. İkisi psp lerini alıyorlar ellerine, ne birbirlerinin yüzüne baktıkları var, ne iki çift laf ettikleri. İşin kötüsü, bilgisayar odadan çıkmıyordu, her yere taşınamıyordu bu meret ne arabada ellerinden düşüyor ne parkta ne bahçede,..:( Bazen kızıyorum söyleniyorum "yeter artık ama" diye. Beni, onları kıskanmakla suçluyorlar:) Benim zamanımda böyle oyuncaklar yoktuş, şimdi de oynayamıyormuşum ondan çekemiyormuşum... lafa bak!:)

Kendi ifadelerine göre, psp'si olmayan bir çocuğun hayat damarlarından biri kopmuş demekmiş:))

İkra Naz & Elif Leyla

Mehlika & Elif Leyla

8 Kasım akşamı ABD'den arkadaşım Özgelerdeydik. Hem küçük kızı Hüsna'nın doğum gününü kutlayalım hem de yeni evlerini ziyaret edelim istedik. Fotoğraf makinasını da doğumgünü fotograflarını çekmek için almıştım ama d. günü çocuğu bütün akşamı uyuyarak geçirmeyi tercih edince kutlama falan olamadı. Ben de bol bol kızımı çektim:) O akşam keyfi çok yerindeydi sadece bir iki defa yerimde olup olmadığımı kontrol için geldi yanıma. Bütün akşam ablalarının peşinden ayrılmadı. Onlar da çok güzel ilgilendiler, çok güzel ablalık yaptılar sağolsunlar.
O akşam Özgelere gitmeden kitap fuarına gitmiştik. Arabayı da girişe uzak bir yere park edebildiğimiz için girene kadar kuzuyu üşüttük:( Ertesi gün burnu akmaya daha sonraki gün öksürmeye başladı. Elif iyileşirken ben hastalandım, benden sonra Umut, en son da Bülent. Gribi, 4 gün işe gitmeden evde dinlenerek atlatabildi Bülent.
6 Kasım'da da İstanbul'a tatile gelen Ozy ve şirin kızı Asude ile Başakşehir'de görüşmüştük. Bülent yurt dışında, fotoğraf makinası da onda olduğu için kuzuların birlikte fotoğrafını çekememiştim. O günden sonra Elifle Asude'nin bloğunu her ziyaretimizde tatlı bir gülümseme kaplıyor kuzunun yüzünü:) Sanırım hatırlıyor arkadaşını.

Aynada kendini süzüşü, bir aynaya bir kendine bakışı çok hoşuma gitti.



Ablamlara gitmek için dışarı çıkacaktık ama gözü ayakkabiliğın üzerindeki bozuk paralara takıldı. Ben de biraz oynamasına izin verdim.

Yavaş yavaş gece sütüne alıştırmaya çalışıyorum. Gazlı içeceklere saldırdığı gibi saldırmasa da eğer o içerken biz de sütlü kahve içiyorsak daha istekli içiyor.

Yine TV ye dalmış gitmiş. TV izleme yeri de yine koltuğun tepesi.




Küstüüm küstüüüm:)

Bu küsme de nerden çıktı kimden öğrendi bilmiyorum. Herşeye alınır darılır oldu son zamanlarda. Alınacak da bir şey söylediğimiz yok, sesimizin de ne vurgusunda ne tonunda bir farklılık var(???) anlaşılır gibi değil. Her istediğini yaptırabilmek için geliştirdiği yeni taktik olsa gerek:)

Elif, öz evladı Osman'ı uyutuyor:)

Bir sürü bebeği var hediye ve bizim aldıklarımız. Ama Osman'ın yeri apayrı. Hatta Osman'dan başkasının yüzüne bile bakmadığı gibi, çok da hoyrat davranıyor. Osman'a yemek yedirip, üzerini örtüp sevgiyle kucaklarken, diğerlerine o kadar özensiz davranıyor ki kolundan bacağından rastgele tutup fırlattığı oluyor.

Osman'ı pışpışlıyor.





Canım Elif, güzel Elif....

Adının geçtiği bu şarkıya bayılıyor Elif:)



Son iki videoda Elif gülüyor ama Umut gerçekten güldürmek mi yoksa ağlatmak mı istiyor bunu sadece kendisi biliyor.. Gerçi Elif'in de umurunda değil. Abisi yanında olsun da ne olursa olsun Ona göre.

*Alttan ve üstten 4 er dişimiz çıktı. Şimdi alttan iki azı diş var sırada. Sağdaki patladı, soldaki de patlamak üzere.

*Evde ne kime aitse tek tek gösterip, babanın, annenin, abinin diye gösteriyor.

*Birçok çocuğun aksine ilaç içmeye, tırnak kestirmeye bayılıyor. Biz keserken elini koluyu uzatıp bize de rahat vermiyor. Uyanır uyanmaz da çorabını ayakkabısını tutuşturuyor elime giydirmem için.

3 yorum:

sukran dedi ki...

ayyy,canım benim,bayıldım elifciğe maşaAllah ipekim,o küsmesini severim beeeen,ne kadar da masum küsermiş öyleee..şarkıya ne kadar şen-şakrak eşlik ediyor maşaAllah,canım benim.walla umudim sanki bir şeylerin acısını çıkarmaşa çalışıyor gibi;)yok,yok yapmaz benim umudim öyle şeyler,o kardeşini eğlendirmeye çalışıyor annesi;)umutla ömer benim pcp yi ilk defa gördüğümü duymasınlar o zaman;)))çok komik yaaa,hani bir araya gelmeyi,hoş sohbet etmek,birlikte birşeyler paylaşmak için isterizya biz,bize değişik geliyor böyle şeyler tabi;)cahilmiyiz ne:))ipekim,ikra naz bizim ebru nida nın kızımı?eğer oysa,maşaAllah çok büyümüş,daha bir güzelleşmiş.diğer ablamızda çok güzel maşaAllah.çooook öpüyorum şirin karakuzumu..

tuğba dedi ki...

ipekcim kızın maşallah büyüdükçe iyice tatlılaşıyor, sanki tipide değişiyor gibi , çok şirin maş..yerim ben onu fıstığım o benim ,bi görmek kısmet olmadı :(.umut'ada çok düşkün ama kapıda babayla abiyi görüpde bülentle ilgilenmemesi çok alem ...sanki masus yaparmış gibi...çokkk öp fıstığımı

ipek dedi ki...

:) Bana da birşeylerin acısı çıkarılıyor gibi geliyor.

Tuna biraz büyüsün sen de mecbur herşeyden haberdar olursun Şükrancıım.
Dün yine ömer bizdeydi ve manzara yine aynıydı walla.

Evet İkra Ebru'nun kızı. İkisi de çok güzel gerçekten. Maşallah!
Biz de seni çok öptük.

Gelelim kaçak Tuğbaya!
Nerelerdesin Tuğbacım sen yaa?
Cebinden ulaşamayınca Gülsüm'e sormuştum seni, geri döndüğünü duyunca çok şaşırdım. Ama iyi de olmuş bir yandan, eşin orada siz burada eminim çok zor olurdu.
Çocuklar nasıl? TR de kalmak istemedimi onlar da? Resim kursuna dvm ediyor musun?... Seni msn de ve kahvede göremeyince bulmuşken
sorayım ardı ardına...
Güzel düşüncelerin için teşekkürler teyzesi.
Seni burada gördüğüme çok sevindim.
öpüyorum ben de sizi..