27 Haziran 2008 Cuma

Sukran'in istegi uzerine tatile cikmadan yuklemistim bu fotolari ama yayinlamayi unutmusum. Simdi farkediyorum.
21 HAZIRAN PAZAR

Pazar gunu yurttan arkadasim Esmalardaydik. Rukiye'nin kizi Betul pek bi dillenmis hareketlenmisti masallah. Betus beni kirmadi ve birbirinden guzel pozlar verdi o gun bana.
Gorusmeyi cok istiyordum ama bir yandan da Bahcesehir'den taa Ugur Mumcu'ya gitmek gozumde buyuyordu ama Rukiye'nin usta soforlugu sayesinde hizli ve rahat bir yolculuk gecirdik.
Esmanin kardesiyle yasadigi sirin evine annesi ve babasi da gelmisti. Cok seker cok samimi insanlar cok sevdim hepsini. Aydinli olduklari ve yoresel kelimeleri kullandiklari icin kendimi memleketimde gibi hissettim:)

Betul birbirinden lezeetli yemeklerle hazirlanmis sofrayi gorunce israrlarima ragmen:P poz vermegi birakti ve hemen onlugunu kaptigi gibi annesinin yardimini falan beklemeden basladi yemege. Bu sirada bizim kiz da kacacak delik ariyordu. Neredeyse hicbirinden yemedi o gun.

Esmalardan sonra Rukiyelere geldik. Bulentin gelmesini beklerken Betul ve Elif de guzel guzel oynadilar.



uyurkenki hali komik geldi ve hemen cektim:)

GAZETENIN PIKNIGINDEN



Elif&Bahadir
Bahadir bebeklerden nefret eden bir cocuk olmasina ragmen Elifi cok sevdi.
Bebekli bir ortama girmek bebekli misafir kabul etmege korkar olmus annesi. TV de bile gormeye tahammulu yokmus hemen tukurmeye basliyormus gorunce. Annesi agzi acik izledi cocugunun Elif'i oksamasini, opmesini:)

O gun herkesde bir kene panigi vardi. Bendeyse, Elif'den ala kene mi olur dusuncesiyle sanirim ne korku ne de panik vardi:)

OMER'IN SUNNETI


19 Haziran sabahi Omer kardesi Zeyno ile

Omer sunnet oncesi cok sevdigi rapci Efe abisi ve Yusuf Dedesiyle

(Kuzenim Efe camide sattigi hac umre brosurleriyle cikarmis rap albumunu ogrenince cok guldum:)) Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu!??

Omer&Ablam

Ablamlar sunnet icin hastaneye gittikten sonra ben de Omer'e surpriz olsun diye odasini suslemek icin ablamlara gittim. Afra, Umut ve ben birlikte susledik odayi. Bir yandan da aklimiz Omer'de. Acaba sunnet oldu mu? Acidi mi? Agladi mi? diye konusurken zil caldi, Omer normal kiyafetiyle son derece neseli ve hareketli karsimizdaydi. Herhalde bir aksilik oldu ve sunnet olamadi diye dusundunduk hepimiz. Ablamin yeminleri bile beni inandirmaya yetmedi ama %100 tatmin olmami saglayacak seye de Omer izin vermedi:P
Ucumuzun O gelmeden hazir olsun diye ugrastigimiz, nefesimiz kesilene kadar sisirdigimiz balonlarla, elisi kagitlariyla telas icinde hazirladigimiz odaya bakmadi bile Omer. Hoplaya ziplaya bilgisayarin basina gecti:) Henuz sunnet olmayan Umut icin de cok iyi oldu Omer'i oyle gormek.

19 Haziran 2008 Perşembe

lastik kız

Yaptıklarına güldüğümüzü görmesin, onyüzbin defa tekrarlar mutlaka aynı şeyi:)

Boynu kıvrılmış ayaklar havada nasıl gözümüzün içine bakıyor gülelim diye:)

Doğduğundan beri beslenmesi problemli. Çok iştahlı da olsa sanırım bu hareketle et tutmazdı.


10 Haziran 2008 Salı

ELİF LEYLA VE YENİ MARİFETLERİ
cam güzeli çakıl çakmaktaş

*Günün büyük bölümünü bu pencereden etrafı seyrederek geçiriyor. Fotoğrafta abisini beklerken dalmış gitmiş.
*Müzik sesi duyar duymaz elleriyle tempo tutmaya ve kendince oynamaya başlıyor:)
*Şapka, önlük taktırmıyor, ayakkabı giydirmiyor, giydirsem bile anında çıkarıyor.
*Altı bağlansın istemiyor hiç. Bezi değişene kadar ikimiz de ter içinde kalıyoruz.
*Oyuncaklarıyla çoğu zaman güzel güzel oynuyor ama bazen hepsini birden avuçlamak isteyince doğal olarak birini alınca öbürü düşüyor. Uzun bir uğraş veriyor hepsini o minik ellere sığdırmak için. Olmayınca çok sinirleniyor. Sonra sustur susturabilirsen.
*Son günlerde sinirlendiğinde(çok sinirliyiz!) kendini arkaya doğru atmaya başladı. Çok temkinli olduğu için çok aktif olmasına rağmen pek kaza yaşamadık. Ama bu kötü huyundan dolayı canı çok yanıyor. İnşallah çabuk bırakır.
*Geçengün Bülent'in yaptığı el şakası canımı acıtıp gayri ihtiyari bağırınca Elif başladı ağlamaya:)babası çok üzülüp kucağına almak isteyince babasını normalde hiç geri çevirmeyen Elif geri çevirmekle de kalmayıp -Allah yarattı demeyip:P-vurmaya başladı. Sonra da benim yanıma gelip önce gözümün içine baktı uzun uzun sonra da başını göğsüme yasladı. Çok tatlıydı.



Artık koltuktan kimsenin yardımı olmadan inebiliyor.

2 Haziran 2008 Pazartesi

Sevdiğim oyuncağı almadan geçemiyorum. Ama sadece kendimi tatmin ediyorum sanırım. Çünkü Elif Hanım için küçük bir lastik toka bile hiç bıkmadan oynayabileceği güzel bir oyuncak.


Dil hala dışarıda:)


Umut'un odasında asılı dartı indirdik. O artık Elif'in en sevdiği oyuncaklardan.
Bu şekilde oturmayı seviyor. Çocukken benim de en rahat ettiğim oturma pozisyonu buydu.

7,5 KİLOLUK ELİF HANIM

Son aylarda aşısı da olmayınca Elif'i doktora götürmeyi ihmal etmiştim. Özellikle son birkaç hafta neredeyse anne sütünden başka birşey almayınca ct. günü doktora götürmeye karar verdim ve randevu almak için hastaneyi aradım. Doktorumuz çok yoğun olduğu için üç hafta sonrasına randevu alabileceğimizi söylediklerinde doktorumuzdan da hastaneden de çok memnun olmamıza rağmen yine yeni dr arayışına giriştim:)

Benimle alakalı değil, Elif'in kaderi bu:) Hamileliğimin ilk aylarından beri nerdeyse, bir dr. a iki defa gittiysek üçüncüde başka birine gittik.
Neyse, Bülent İsveç'de olduğu için ablamla birlikte gittik. Yeni doktorumuzu pek bi sevdik. Oğlu da Elif gibi çok iştahsızmış. Ben anlatırken o da "aynı benim oğlum gibi" diye araya girdi sık sık. Beni anne olarak da, dr olarak da çok iyi anladı.

Kadının doktor olduğu halde çocuğuna yemek yedirmenin yolunu bulamadığını duyunca ben de biraz rahatladım.

Ablama göre de, "hekimden sorma çekenden sor demişler.." bu hem hekim hem çekenmiş, bundan iyisini bulamazmışım:)

Elif'e neler yedirdiğimi sordu. "Son zamanlarda hiç ama hiçbirşey, ama bir süre öncesine kadar en severek yediği tavuk sulu çorba" dediğimde çok tepki verdi. Tavuğu haftada bir defadan fazla kesinlikle vermememi söyledi. Genleriyle oynanmış mısırlarla besleniyormuş tavuklar!
(ee, kırmızı et zararlı diye beyaz et tüketin diyorlar, tavuk yediremiyorsun, denizler temiz olmadığı için balıklar civalı, hazır paketlenmiş gıdalar katkılı, sebze-meyveler hormonlu.. ne yedireceğiz???? )

İkinci en severek yediği bebe bisküvisi ile karıştırılmiş pirinç unlu mamayı da son derece kof buldu:( Ben de çok içime sinerek vermesem de en azından midesine birşeyler gidiyor karnı doyuyor diye seviniyordum.

Kim istemez çocuğu sebze çorbaları içsin, yoğurt yesin, meyve yesin,.. ama yemeyince ne yiyorsa onu vermekten başka çare kalmıyor ki.


Doktorumuz Elif'i çok hareketli ve geveze buldu. Bebeklerin güneş enerjisiyle çalışan türleri böyle oluyormuş. Ele avuça sığmaz ve çenesi düşük!:)
Muayene süresince hiç susmadı gerçekten. Ne yazık ki ağzını sadece konuşmak için kullanabileceğini sanıyor. Oysa yemek yemek için de kullanılıyor haberi yok!:P

Tarttığımızda 7,5 kg geldi kuzu.(ne kuzusu, serçe!) Boyu normal değerlerin biraz üzerinde ama kilo ayına göre bayağı bir düşük:(

İştahsızlığının altında başka bir sebep olabilir mi ona bakmak için kan ve idrar tahlili istedi.

Kanı kolayca aldılar, çok ağlamadı da çok şükür ama idrar için verdikleri torba Elif aşırı hareketli olduğu için sabit duramadığından -yenisini tak öbürünü çıkar- idrar beklemekle heba oldu günümüz. Oysa halletmemiz gereken işlerin yazılı olduğu uzunca bir listemiz vardı, Masko ve İstoçu fethedecektik edemedik. Sabah 10 da hastanedeydik işimiz bittiğinde saat 4 'e geliyordu.

Sonuçlar iyiydi çok şükür. Herhangi bir ilaç almasına gerek yok. Demir ve vitamine devam!

*Dün baktığımda iki üst diş çok kabarmıştı. Bugün ikisi birden çıkmış. İki koca diş, aynı anda! Kıyamaaam! Allah'a şükür ateş yapmadılar ama ne iştah bıraktılar ne afiyet. Dişler de çıktığına göre inşallah minik serçem açlık grevine bir son verir artık.

*İki üç gündür hiçbir yere tutunmadan ve yaslanmadan ayakta, elindeki oyuncakla oynuyor. Oyun bitince hemen oturuyor veya yakında tutunacağı biryer varsa tutunuyor. O ilk adıma cesareti yok henüz. Acelemiz de yok zaten.

*Abisine göre Elif kesin geleceğin rally şampiyonuymuş:) Yürütecindeyken çok hızlı ve virajları iyi alabildiği için:)

*Geçenlerde "Anne ben okuldayken Elif'e nitro oksit mi taktırdın bu ne hız " diye soruyor:)) araba hastası abinin kardeşi hakkındaki yorumları-yaklaşımı ancak böyle oluyor:)