Bu sefer 88'e kadar oldu.
27 Ağustos 2011 Cumartesi
Takıp takıştırmaya meraklı son zamanlarda. Taç, toka, kolye, bilezik,.. ne bulursa. Uymuş uymamış hiç önemli değil. Ne kadar çok, o kadar güzel ona göre:)
Umut'un küçüklüğünden beri resme merakı var. Sanırım sadece merak değil yeteneği de var. İçlerinde sadece Pikachu'yu tanıdığım pokemon karakterlerini çizmiş geçen gün canı sıkılınca...
Elif'in çok hoşuna gitmiş O da abisininkine bakarak kendi Pikachusunu çizmiş. Ben çok beğenince bana hediye etti. O günden beri sürekli resmini sorup atıp atmadığımı kontrol ediyor.
Bu da" cimi cici kıpır"daki gibi bir kanadı küçük bir kanadı büyük kelebekmiş. Muhtemelen herhangi bir kelebek çizmek istedi, kanatlar simetrik olmayınca Cici olmasına karar verdi:)
Heyecanla babasının çilekli pasta getirmesini bekleyen Karakuzu, karşısında krokanlı pastayı görünce büyük bir hayal kırıklığı yaşadı:(( Büyüdüm havalarında olduğu için -gözleri ister istemez dolsa da- ağlamayı kendine yakıştıramadı. Ama yüzü de hiç gülmedi surekli somurttu.
16 Ağustos 2011 Salı
KÖY FOTOĞRAFLARI
Köyün hemen girişindeki leylek yuvası ve yuvalarındaki leylekler.
(Havada görmeyi tercih ederdim:))
Her türlü börtü böcekle arası kötü olan, hatta ufacık karıncaya bile tahammülü olmayan karakuzu tam bir hayvansevermiş de haberimiz yokmuş.
Köyün hemen girişindeki leylek yuvası ve yuvalarındaki leylekler.
(Havada görmeyi tercih ederdim:))
Hele tavuklara bayıldı. Kümese daldı, kendisi gibi minik olanları gözüne kestirdi ve yakalayıp yakalayıp havaya atıp uçurmaya çalıştı. (Kümesteki fotoğrafların hepsi zoomlanarak çekilmiştir!)
Amcamın çocukların yaramazlığına çok müsamahalı olduğunu söyleyemem.
Amcamlarda adamcağız odasında uyurken Elif kolonya şişesiyle onun odasına girip, parmağını gözüne sokarak uyandırıp, avucunu açmasını istemiş. Amcam da açmış:) Elif'e karşı nasıl bir sevgiyse artık, olanları bize gülümseyerek(!) anlattı. "Çocuk işte, ne bilsin" diyor. Aynı şeyi başka biri yapmış olsaydı n'olurdu, düşünmek bile istemiyorum.:)
*** Ramazanda çok enerjik olamadığım için çocukları dışarı çıkaramıyorum. İftar sonrası da geç oluyor. O yüzden günümüzü çoğunlukla evde geçiriyoruz. Çocuklar da her gün internetten animasyon film izliyorlar. Elif mutfağa gelip, "ne izleyebiliriz, aklına güzel bir film geliyor mu?" diye sordu. "Hop olabilir, abine söyle onu açsın" dedim gönderdim abisinin yanına. Çok geçmeden Umut geldi, "Anne zıp ne ya?" diye soruyor:)) Hop lamak- zıp lamak...:) Hop odaya gidene kadar zıp olmuş:)
***TV izliyoruz.. İki kız sarılmış ağlıyorlar. Ama çıkan ses daha çok gülme sesine benziyor. Elif ,"Ya bunlar da gülyo mular, ağlıyo mular belli değil" (mi?- mı? larda hiçbir gelişme yok!)
***Bugün yine sinirli kalktı.. "Yaa, o kadar da bislimlah diyorum, yine kötü rüya görüyorum, yine kötü rüya görüyorum.."
31 Temmuz 2011 Pazar
AYDIN
Temmuzun başında Bülent'i doktora teziyle başbaşa bırakıp Aydına gittik. Bu yıl ablam gelemedi ama bizden bir hafta kadar sonra çocukları gönderdi. Almanya'dan Enes, köyden Bahar, yine İstanbul'dan yengem ve kızı Müge'de geldiler. Güzel bir tatil geçirdik. İlk biz gittik en son biz döndük. 28 inde evdeydik. Çocuklar şimdiden Aydın'ı özledik demeye başladılar bile.
"Aynı kadın gibi oluyorum, hiç sevmiyorum elbiseyi"diye elbise giymeyi sürekli reddeden Elif'i ancak kuzeni Zeynep ikna edebilirdi, öyle de oldu.
Geçen yıl Forum Aydın'da, yine burada çekmiştim birlikte fotoğraflarını:) Her yıl tekrarlamayı umuyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)