Uzun bir aradan sonra nihayet yazabiliyorum. Yazacak çoook şey varsa da ne yazık ki zaman yok:( Şükran'a verdiğim sözden dolayı şartlarımı zorlayarak oturabildim şimdi de.
Taşınma maceramızdan başlayayım anlatmaya.
Eveet, 4 ay gecikmeli de olsa nihayet taşındık(hala inanamıyorum:)) Taşınma öncesinde ve sonrasında yaşadığımız, bu kadar da olmaz dedirten aksiliklerden hiç bahsetmeyeceğim. Geldi geçti.
Ufak tefek eksiklerin dışında yerleştik de sayılır. Eve çevreye alışmaya çalışıyorum. Her Allah'ın günü -haftasonuymuş, gecenin bi vaktiymiş, sabahın körüymüş demeden-maruz bırakıldığımız matkap sesi dışında çok da şikayetim yok. 60 dairelik apartmanın sadece 5-6 sına taşınıldı şimdiye kadar:( Bu matkap sesine alışmaya çalışsam iyi olacak:( Oysa taşınırken anlaştığımız nakliye şirketine ait araçları gürültü olur gerekçesiyle saat 10 olmadan sitenin içine bile sokmamışlardı Bahçeşehirde!(Umutla ben Bahçeşehir'i güzel duygularla, özlemle andıkça, Bülent de "yaw ne çabuk alıştınız sosyete muhitine, varoşlara aslınıza geri döndünüz fena mı oldu" diye takılıyor:))
Annem taşınmadan iki hafta önce gelmişti ve yerleşene kadar da beni yalnız bırakmadı sağolsun. O olmasaydı napardım bilemiyorum.
Favori oyuncağımız
Görüldüğü üzere koltuğa çıkarken bile yanımızda!
Bebek bakmaktan bitap düşmüş Elif:)
Ayşeçik:)
Hamarat kızım süpürgeyi çalıştırma izni koparabilmek için şirinlik yapıyor