31 Ağustos 2009 Pazartesi

Kendi buluşu olan oyunlardan biri

Tokalarının olduğu poşet (kendi tabiriyle podeç)) dökülür, evden bir kurban seçilir, kurbanın elleri uyuşup isyan edene kadar her renk toka ayrı parmağa geçirilmek suretiyle oynanır. Seçilen kişinin sabrına göre bazen ayak parmakların da oyuna katıldığı olur:)


Şam şeytanı:)

Biz alıştık artık ama, her parka gidişimizde Elif'in boyundan büyük işlere kalkıştığını gören anne-babaların yüreği ağzına geliyor. Elif'in cesaretine ve bizim rahatlığımıza hayret ediyorlar:)

Kaydıraktan baş aşağı kayıyor, 90 derecelik açıyla yükselen merdivenlere tırmanıyor, Eee,mutfaktan antrenmanlı ne de olsa, kaç defa çekmece kulplarına basarak tezgaha tırmandığını gördüm!, Videoda görüldüğü üzre, merdivene bile ihtiyaç duymadığı, doğrudan kaydığı yerden tırmandığı da oluyor:)


Aydın-Pınarbaşı

Elif'in ilk trambolin deneyimi

İlk defa deneyeceği için önce biraz tereddüt etti ama abisinin ve etrafındaki çocukların zevk aldığını görünce dayanamadı.


Bülent de sanki lambadan yeni çıkmış ve "Dile benden ne dilersen?" diyecekmiş gibi durmuş:))

29 Ağustos 2009 Cumartesi

TEMMUZ

Anneannesinin balkonunda, arka bahçede salça yapan anneanne ve büyükannesini izliyor.

"Leylek leylek havada...."dan diline dolanmış "Elif'in başı bitli" lafı:) Bizim de hoşumuza gidiyordu bitli demesi, o söylemese bile biz sorup söyletiyorduk.

Umut da canım, herkes gerçek sanacak, cümle aleme rezil olduk der gibi acı acı gülmüş:)

Kalem tutuşa dikkat:)

Çocuk o kadar isteksizken bu videoları çekmesem olmazmıydı acaba?:) Kelimeler zorla çıkıyor ağzından. Sonunda dayanamayıp kaçmış:)

Yaklaşık 1-1.5 ay önce çekmiştim. Çene bu kadar kısa sürede ancak bu kadar düşebilir:) Şimdi bıcır bıcır maşallah.

"Anne kaka yaptım bezimi değiştir, uykum geldi anne beni salla, anne acıktım uçak geldiii yapcam ben, çok yedim doydum,(kesin çok yemiştir!), pembe terliklerim nerde anne?(bazen gece uyandığında bile sorduğu oluyor terliklerini)..." ama bu yaz ağzından en çok duyduğum cümle "üff güneş, sıcak piştim:)"

Varsa yoksa Umut Abisi. Sabah uyanır uyanmaz "Umut Abim nerde anne?" diye sorarak başlıyor güne. "Parka gidelim mi?" diye soruyorum, "Umut abim?" diye karşılık veriyor. Birşey yedirecek olsam "Umut abim de yesin" diyor,...:)

Abisine birşey olacak diye ödü kopuyor. Minicik kaplumbağaya yaklaşmasına bile izin vermedi o gün. Böyle bi kardeşi varken Umut'un sırtı yere gelmez:)

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Yasemin Teyzesinin hediyesi olan bu çanta bir süre şifonyerin üzerinde aksesuar gibi durdu, bir süre peluş oyuncaklarının arasına katıldı ama en sonunda asıl kimliğine kavuştu:) Son zamanlarda içini oyuncaklarıyla doldurup sırtına takmayı çok seviyor.

Bu da Ozy'nin Hacer Halasının el emeği göz nuru hediyesi. Elime geçtiğinde havalar ısınmaya başlamıştı ve giyememişti. Kiloda boyda pek bir artış olmadığı için bu kış da rahat rahat içine girer diye düşünüyorum.(Belki öbür sene bile...:( )

Bülent'in Tayland dönüşü tadalım diye eve getirdiği meyveler; java apple, lychee, mango, mangosteen, rambutan, guava ve dragon fruit. Mmm, ağzım sulandı:)

*Sütten kesme maceramıza gelince, sandığımdan çok daha kolaydı.
22 aylık olmasına rağmen günün, daha kötüsü gecenin büyük bölümünü emerek geçirdiği için ikimizi de zor bir süreç bekliyor diye çok strese girmiştim. Hatta o gece çok bunaldığımda bana yardımcı olur düşüncesiyle evde değil ablamlarda kalmayı tercih etmiştim:) Sadece ilk gece biraz zorlandım. Onun dışında çabuk ikna oldu kolay kabullendi çok şükür.
Kendimi Elif'in önemsediğinden daha fazla ciddiye almışım meğer:)
Geceleri deliksiz uyumanın ne demek olduğunu unutmuştum, ne büyük nimet olduğunu tekrar anladım. Elif'in iştahına olumlu etkisi oldu, bana aşırı düşkünlüğü azaldı.(artık kucağımdan inip iki üç metre uzaklaşabiliyor;))
Ben de bedenen ve ruhen kesinlikle daha iyi hissetmeye başladım kendimi. Zihnim uykusuzluktan olsa gerek sürekli bulanıktı. Okuduğum kitabı, izlediğim filmi anlayamıyordum. Unutkanlık had safhadaydı,...
Neyse.. Sonunda O da ben de rahata erdik.
*Emzirme olayına son verdikten sonra okuduğum kitaplar:
-Aşk- Elif Şafak
-Siyah Süt- Elif Şafak
-LA Sonsuzluk Hecesi-Nazan Bekiroğlu
-Bir Gün- Ayşe Kulin
-Uçurtma Avcısı-Khaled Hosseini
-İçimdeki Cennete Yolculuk- Ümit Meriç
ve okumakta olduğum,
-Bülbülü Öldürmek-Harper Lee


Abant Fotoğrafları (haziran)


Abant'da kaldığımız otel

Arkadaşlarla gölün etrafında gezerken çekmiştim. Özlem, E. Nida ve Neslihan da orada olduğu için Abant'da geçirdiğim iki gün sayelerinde keyifliydi.


Mor başlıklı kız ormanda dolaşırken

Otel odasından göl manzarası



Yanlış hatırlamıyorsam Suriyeli olan bu kız Elif'i ve Asude'yi pek sevmişti. Sürekli peşlerinden koşup şirinlik yapıyordu. Sevgi gösterilerine karşılık bulamayınca da (özellikle Elif'den) Oooo! She don't love meeee! diye surat asıyordu:)

.

O gün Ozy'nin "boşuna uğraşma uyutamazsın!" uyarılarına aldırmadan Asude'yi Elif'in yanına yatırmıştım. Asude açık havaya ve hamağa rağmen uyumadığı gibi, inmeye çalışırken Elif'i de düşürerek uyandırmıştı:)

Dayımın kızı Bahar& Ablamın kızı Afra



Kuzenim Baharla haziran sonlarına ait fotoğraflar..